Roket forum
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


ROKET FORUM

Hoşgeldiniz, Misafir.Son Ziyaretiniz:
Toplam Mesajınız: 0


 

AnasayfaPORTALLatest imagesKayıt OlGiriş yap
Roket Forum Son Konular
Konu Yazan GöndermeTarihi
Salı Nis. 28, 2009 9:48 pm
Salı Mart 17, 2009 4:43 pm
Cuma Şub. 06, 2009 6:45 pm
Cuma Ocak 02, 2009 11:15 am
Perş. Ara. 25, 2008 3:30 pm
Salı Ara. 02, 2008 2:47 pm
Paz Kas. 30, 2008 5:19 pm
Paz Kas. 30, 2008 9:23 am
Paz Kas. 30, 2008 9:20 am
Cuma Kas. 28, 2008 2:42 pm

Komik Anılar

Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek
Yazar Mesaj
ROKET
Admin
Admin

1 2
ROKET
3 4


Cinsiyet : Erkek
Burç :

Yaş : 28
Kayıt tarihi : 14/09/08
Mesaj Sayısı : 315
Nerden : valla forumdayım şuan
İş/Hobiler : futbol,bilgisayar,kaplumbağa
Lakap : Kaptan

Komik Anılar Vide
MesajKonu: Komik Anılar Komik Anılar Icon_minitimeÇarş. Ekim 01, 2008 10:07 am








<table style="border-collapse: collapse;" id="AutoNumber2" border="0" bordercolor="#111111" cellpadding="0" cellspacing="0" height="1" width="521"><tr><td align="center" height="18" width="445">
</td></tr><tr> <td align="center" height="18" width="445">
</td></tr><tr> <td align="center" height="18" width="445">
</td></tr><tr> <td align="center" height="316" width="504">


Az
önce iş icabı Isparta'da bir müşterimizi aradım.
Telefonu açan kibar bayana ilgili kişinin mail
adresini sordum. Hanımefendi gayet kibarca
"Bizim burada Internet çekmiyo" dedi !!

Cuma akşamı gecenin bir yarısı Arnavutköy'de
taksi arıyordum. Fakat etrafta bir tane bile
yoktu. Arabasını park etmiş yemek yiyen bir
taksici gördüm. Adama yaklaşıp,
"Abi müsait misin?" dedim. O da, "Ehliyetin var
mi?" diye sordu. Taksim'e kadar taksiyi ben
kullandım, o paşa paşa yemeğini yedi.

Bir gün minibüste gidiyorum adamın birini cep
telefonu çaldı o da açtı konuştu. Şoför ona
bağırdı, kardeşim cep telefonunu kapa diye. Adam
da niye senin minibüsünde abs yok ki dedi.
Minibüsçü de herhalde çok içerlemiş olacak bu
duruma motor hararet yapıyo dedi. Bütün herkes
kırıldı gülmekten.

Okula ulaşmak için, Beşiktaş Akaretler'den
Sarıyer minibüsüne biniyorum. Epey boşça olan
minibüse, orta yaşlarda bir abi biniyor ve benim
gibi en öndeki üçlü koltuğa, yanıma oturuyor. Az
sonra cebinden cüzdanı çıkarmak için hafifçe
ayağa kalkan abimiz, minibüsçünün ani freni ile
kafasını sert bir şekilde minibüslerde motor
kabini üzerinde bulunan tahta para kutusuna
çarpıyor. Ebleh bir bakışla yerine oturan abide
bir kısa devre olmuş olacak ki, parayı
minibüsçüye uzatıyor ve: - Bi kısa Camel
versene!

Bilirsiniz, bir ara zibidi gençlerde cüzdana
zincir takip sarkıtma modası vardı. İstiklal'de
yürürken, yanımdan bu model bir tip geçiyordu
ki, adamın teki bombayı patlattı: "Ne o lan?
Köpeğin gıççına mi kaçtı ???"

Bir gün yolda giderken kaset satan bir dükkanın
camında aynen şöyle bir yazi görmüştüm:
"Arabalar için çistakli müzik gelmiştir. " Hay
Allah'ım yaa!

Benim bir Murat dayım var. Çok egzantrik bir
kişi. Bundan 5-6 sene önce çok komik bir olay
yaşattı bize. Bir gün elinde 40-50 santim
boyutunda bir alüminyum çubuk ile eve geldi ile
zor güç uğraşarak bunu 2 günde spiral bir yay
haline getirdi. Ama ne için bunu yapıyordu
bilmiyorduk ve sorunca "benim elbet bir bildiğim
var" diyordu. Daha sonra bir seramik parçası
buldu ve bunu matkap ile bir sürü delikler açtı
ve bunlara vidalar geçirdi. Ve yine bu yaptığı
yayı bu seramik parçasının üzerine montaj etti.
Daha sonra üzerlerine rengarenk çeşit çeşit
kablolar yerleştirdi. Ne yaptığını bir türlü
anlayamıyorduk. Galiba sonunda üşütmüştü. Dur
durak bilmeden bu yaptığı acayip şey ile
uğraşıyordu. Neler yapmıyordu ki? Bu alete
sonunda ampul ve hoparlör bile yerleştirmişti.
Ve neyse beklenen gün gelmiş çatmıştı. Yüzünde
bir gülümseme ile odaya girdi ve "işte size
dünyanın ilk pilsiz çalışan radyosu" dedi. Allah
Allah! haklıydı! bu ne olduğu anlaşılmayan saçma
şey biraz parazitli olsa bile bir radyo
istasyonunu çekiyordu. Bu arada diğer dayım,
tabii kendisi elektronik mühendisi olur, aleti
inceliyordu ama ne olduğunu nasıl çalıştığını
bir türlü kavrayamıyordu. Tabii bütün bu olaylar
olurken aleti yapan dayım "sakın fazla
kurcalamayın bozulur" deyip aleti elinden
bırakmıyordu.
Mühendis olan dayım öyle kala kalmıştı. "Ben
böyle bir şeye hayatımda rastlamadım" diyordu...
Neyse dayım sonunda olayın sırrını açıkladı ve
elbisesinin altındaki küçük el radyosunu
çıkarttı. Gülmekten yerlere yıkılmıştık...

İzmir'den trene binen yaşlı teyze kondüktöre Ege
şivesiyle "Menimen'e gelence beni haber et
yavrıım, unutma" der. Gecenin ilerleyen
saatlerinde kondüktör Menemen'i geçer geçmez
yaşlı teyzenin Menemen'de ineceği aklına gelir
hemen makiniste gidip haber verir. Makinistte
gecenin bu saatinde teyzeyi buralarda
indiremeyeceğimize göre geri geri gideceğiz
soran olursa "tren makas değiştiriyor" deriz
diyor. Bir yarım saat geri geri giderek
Menemen'e geliniyor ve Kondüktör teyzeye gidip
haber veriyor "hadi teyze Menemen'e geldik"
diye.Teyzem "sağ ol yavrıım" deyip çantasından
hapını çıkarıp içiyor.

1,5 yaşında bir oğlum var. Ee tabi biraz kakada
problemliyiz. Oğlumun bezini değiştirirken, eğer
bezimizde kakamız varsa hep onu seni haydut,
seni diye severek alırım. Bu lafımı öyle
benimsemiş ki oğlum.. Bir gün karşıma geçti ve
elini kıçına vurarak anne haydut, haydut
dedi...:)
</td></tr></table>


ROKETAdlı Kullanıcının İmzası
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://roket.forum.st
ROKET
Admin
Admin

1 2
ROKET
3 4


Cinsiyet : Erkek
Burç :

Yaş : 28
Kayıt tarihi : 14/09/08
Mesaj Sayısı : 315
Nerden : valla forumdayım şuan
İş/Hobiler : futbol,bilgisayar,kaplumbağa
Lakap : Kaptan

Komik Anılar Vide
MesajKonu: Geri: Komik Anılar Komik Anılar Icon_minitimeÇarş. Ekim 01, 2008 10:08 am


İzmirliler bilir, toplu taşımada Kent kart
uygulaması vardır. Karta para yüklersiniz,
otobüslerde manyetik okuyucuya tutarsınız ve
okuyucu okuduğuna dair sinyal sesi verir. Kent
kart uygulamasının ilk yılıydı. Yaşlı ama çok
tonton bir teyze elinde Kent kartla otobüse
bindi. Nedense kartı şoförün suratına doğru
tuttu. (Herhalde paso gibi gösterilecek
zannetti.) Şoför iki-üç saniyelik şaşkınlık
periyodunu atlattıktan sonra,
"Biiiiip!" dedi. Teyze bi şey olmamış gibi geçip
şoförün arkasına oturdu. Otobüsteki herkes
kahkahalarda gülerken bense şoförün zekasına
hayran olmuştum.

Duran ve pek dolu olmayan bir minibüse koşarak
bindim pek dolu olmamasına rağmen minibüs
hareket etmek üzereydi tam o anda kavga
ettikleri her hallerinden belli olan iki arkadaş
minibüse bindi birbirlerinin yüzüne bile
bakmıyorlardı çocuklardan biri şoföre parayı
uzattı -Abi bir öğrenci bir de hayvan alır mısın
?

Muhittinler ailecek İtalya turuna gidiyorlar.
Bilirsiniz Roma hırsızlar cenneti bu yüzden
kaldıkları otelden Muhittinlere hırsızlara karşı
dikkatli olmaları, odalarında hiç bir değerli
eşya bırakmamaları tembih ediliyor. Neyse
Muhittinlerde tedbirli olup her şeylerini
yanlarında gezdiriyorlar. Beklenen oluyor ve
Hırsızlar odaya giriyorlar. Tabii ki hiç bir şey
bulamıyorlar, diş fırçaları ve bir fotoğraf
makinesinden başka. Hırsızlar tabi
sinirleniyorlar bunun öcünü almak için
çırılçıplak soyunuyorlar ve buldukları diş
fırçalarını muhtelif boşaltım organlarına sürüp
fotoğraf çektiriyorlar. Muhittinler de olaydan
habersiz diş fırçalarını kullanıyorlar taa ki,
İstanbul'a dönüp fotoğrafları tab ettirene
kadar...

Lise 2'nci sınıftaydım. Sınıfımızın espri
kaynağı Çağın adında bir arkadaş vardı. Dur
durak bilmez, sınıf içerisinde espriler yapar,
yanık türküler patlatır, derslerin en can alıcı
noktalarında bile hocaları ve bizi yerlere
yatırmakta tereddüt etmezdi. Yine bir gün kimya
dersinde oldukça önemli bir konu işlediğimiz
sırada arkadaşımız yine bildik işlerinden birine
koyularak durup dururken "23 Nisan kutlu olsun"
şarkısını yüksek sesle söylemeye başladı. Herkes
onun bu huyunu bildiğinden hafif gülüşmelerle
geçeceğini sanıyorduk ama susmak üzereyken Kimya
hocamız hızla ona dönüp "Başka bir şey var mı
Çağın?" dedi... Herkes suspus olmuş cevabını
bekliyordu. Çağın önce bize süzdü,
sonra hocaya baktı ve hiç istifini bozmadan "HAYDİİİ
hep birlikte söööyyyleeeyeeliiimm !!!" diyerek
şarkıya devam etti. Sınıf kopma derecesini
aşarken Çağın'a da her zamanki gibi disiplin
kurulunun yolları gözükmüştü....

Bu hikaye Trakya'da geçmiş gerçek bir olay;
Yaşlı bir amca, eşeğinin üzerinde karayolunda
seyretmektedir. Bunu gören trafik polisleri,
amcaya takılmak isterler ve durdururlar.
Polis: Be amca, necin dakman golani? (Golan:
Emniyet kemeri.)
Amca: Dakmam be iste!
Polis: E bak gördün mu, şimdi ceza keseceyik.
Amca: Kes bakalım ne keseceysan da gidecem,
acele isim var.
Polis: Peki amca, cezayı sana mı yazalim yogsam
eşeğe mi?
Amca: ???
Polis: Yani cezayı sana yazarsak beş milyon
ödeycen, eşeğe üç milyon ödeycen.
Amca: Bana kes o zaman.
Polis: Neden sana keseyon amca?
Amca: Onun sicili temiz ossun, polis yapcez onu!


Tam olarak hatırlamıyorum ama 3 sene öncesiydi
galiba.. Mersine tatile gitmiştik. Annemin
arkadaşının kızları, ben ve 2 kardeşim. Kızlar
ve kardeşim sahilde güneşleniyorlardı. Bense
masum masum tabi olacaklardan haberim yok muzır
kardeşimi yüzdürüyordum.. Sonra onu denizden
çıkardım ve 10 dakika ben kaldım denizde. Bu
arada yaşlı amcanın teki beni denizden çıkarttı
zorla. Ne olduğunu anlamadım ilk önce.
Bana bizim muzır kardeşi göstererek 'bu senin
kardeşinmiş öyle mi' dedi. Ben de eveeet dedim.
Sonra adam deniz kenarındaki boku gösterdi.'bak
dedi kardeşin naağapmış 'zavallı ben şoka
girdim. Bütün sahil beni izliyor. Bizim kızlar
havluları başlarına çekmişler rezil olduk diye
ama ben varım ortada. Sahilde genç dolu, hepsi
bakıp gülüyor. Varya Allah sizi inandırsın
hani şu truffy kartlarında olur ya *** şekli
aynı
onun gibi.. Dahası var. Amca dedi ki boku al git
çöpe at! Amca sen ne diyon sahilden milletin
önünden bir avuç bokla geçecekmişim :) Nitekim
geçtim... Herkes koptu tabi.. Bir daha da
inmedim o sahile ..

Bir arkadaş anlattı. geçenlerde Taksim'de
yürürken sıkışınca McDonalds'in tuvaletine
girmiş. Tuvaletten sonra elini kolunu sallaya
sallaya restorandan çıkarken elemanlardan biri
arkasından seslenmiş: "Bir gün yemeğe de
bekleriz..."

Üstünüze afiyet, o gün biraz mideyi bozmuştum.
Ancak aynı gün bir hastamızı ziyarete gitemem
gerekiyordu. Otobüs durağına gittim ve beklerken
wc alarmı çalmaya başladı. sağa sola wc bulmak
için baktım. Az ileride bir pasaj vardı. Orada
kesin wc vardır düşüncesiyle başlama atışını
duymuş atletler gibi koşmaya başladım. Pasaja
daldım ve orada dolaşan çaycıdan wc'nin nerede
olduğunu sordum. Çaycı iki kat yukarda sağda
olduğunu söylerken ben bir kat çıkmıştım bile.
Hemen wc'ye daldım, ve rahatladıktan sonra derin
bir oh çektim. Artık wc'den çıkıp yarım kalan
yolculuğuma devam edebilirdim. Ancak bir
sürprizle karşılaşmıştım. Kapı açılmıyordu. Tüm
gücümle kapıyı çektim, yumruklar tekmeler attım,
ama kapının açılmaya hiç niyeti yoktu. Tüm
gücümle bağırmaya başladım. Kimse yok mu orda?
yardım edin, kimse yok mu orda? Bir yandan
bağırıyor bir yandan kapıyı yumrukluyordum. Tam
yarım saat geçmişti. Kan ter içinde kalmıştım.
Birden yaklaşan ayak sesleri duydum. Avaz avaz
bağırdım. Yardım edin kapı açılmıyor, çıkarın
beni buradan. Kapı açıldı. Karşımdaki, aşağıda
bana tuvaletin bulunduğu yeri tarif eden
çaycıydı. Pişmiş kelle gibi sırıtarak, -amma
gürültü yaptın lo,
kafamızı ..ktin be, demez mi. Benim şarteller
attı. Bağırmaya başladım. Koskoca binada bir
insan yok mu? Sesimi duyup ta yardım etmeyen
şerefsizdir. Ben merdivenlerden inerken çaycı
hala sırıtıyordu. Şerrrrrrefsiz eşşekoğlueşşek
çaycı bozuntusu.

Bir gün bir belediye otobüsünde gidiyordum
(yeşil olanlardan yani cep telefonu ile
konuşulması yasak olan otobüs), neyse adamın
birinin cep tel çaldı ve adam konuşmaya başladı
belirli bir süre geçtikten sonra bir bayan adamı
uyardı. Lütfen cep telefonunuzu kapatınız diye,
adamda gayet sakin bir şekilde konuştuğu kişiye
bu otobüs de cep telefonu ile konuşmak yasakmış
ben telefonu kapatıyorum sen ara dedi... (ve
inanamazsınız otobüsteki herkes yerlere
yatmıştı)
ROKETAdlı Kullanıcının İmzası
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://roket.forum.st
ROKET
Admin
Admin

1 2
ROKET
3 4


Cinsiyet : Erkek
Burç :

Yaş : 28
Kayıt tarihi : 14/09/08
Mesaj Sayısı : 315
Nerden : valla forumdayım şuan
İş/Hobiler : futbol,bilgisayar,kaplumbağa
Lakap : Kaptan

Komik Anılar Vide
MesajKonu: Geri: Komik Anılar Komik Anılar Icon_minitimeÇarş. Ekim 01, 2008 10:09 am


Okuldan eve ilerliyordum ve hava da müthiş
yağmurluydu bu arada acayip derecede sıkışmıştım
bacaklarımı birbirine dolayıp yürümem bile
faydasızdı ben de dayanamayıp salıverdim zaten
yağmur sularıyla yeterince ıslanmıştım pek bir
şey fark etmemişti tamam tamam biliyorum
iğrencim beni anlayabilmen için yaşaman lazım
ama itiraf etmeliyim ki çok rahatlatıcıydı
işemek kadar güzel bir şey var mı ya?! :)))

Bir gün arkadaşımla biraz alkol aldık daha sonra
eve dönüyoruz. İkimizde de yeterince alkol var
dolmuş geldi ve bindik ineceğimiz yere
yaklaşırken ona "durmasını sen söyle ben
söyleyemeyeceğim "dedim. Oda dolmuşçuya "abi
müsait bir yerde iner misin" dedi önce dolmuşçu
anlamdı ama daha sonra dolmuştakilere eşlik edip
gülmekten kırıldı indikten sonra arkadaşım hala
ne yaptığının farkında değildi ve "ulan neden
bana bu kadar güldüler" diye sormaya devam
ediyordu

Bir abimize Bayburt'tan misafir gelen hayrettin
isimli dostumuzu gezdirmekle mükellef olmuştuk.
İlk durağımız alışveriş merkezi olan Gulfstar dı.
Daha binanın girişinde kopmuştuk zaten çünkü,
otomatik kapıya gelince Bayburtlu arkadaş ilk
falsoyu vermişti "LO BU KAPININ KOLU YOK "dedi.
Tabi biz bunu fırsat bilip biraz gülmek istedik
metin otomatik kapıya yaklaşıp "AÇIL SUSAM
AÇIL"dedi. Tabi kapı açılınca Bayburtlu arkadaş
kendinden geçmişti. Metine dönerek "LO METİN SEN
BÜYÜCİMİSİN" dedi. Tabi biz kırılıyoruz. Neyse
içeriye girdiğimizde Bayburtlu kapanmış olan
kapıya "AÇIL SUSAM
AÇIL "dedi. Daha sonra metine dönerek "LO METİN
BU KAPI AÇILMIYIR" dedi. Zaten o sırada biz
gülmekten paspas şeklini almıştık bile, tabi
güvenlik görevlileri de .

Güzide İstanbul'umuzun meşhur minibüs
hatlarından biri ile Kadıköy semalarına doğru
yol alıyorduk. Son durağa geldiğimizde, şehrin
yabancısı olduğu her halinden belli bir zat
minibüs şoförüne eğilerek "Evladım, deniz
otobüsleri nereden kalkıyor "diye sordu. Minibüs
şoförümüzün yanıtı ise kısa ve öz oldu
'Sahilden'.

Vakti zamanında Afyon ilimizin Sultandağı
belediyesine eğitim vermek için gittik ve
verdik. Yaklaşık 3 hafta eğitimden sonra
müşterimizin artık olayı kavradığını
anlayaraktan Bursa'ya döndük. 1 hafta sonra
bizzat 2 hafta bilgisayar eğitimi
verdiğim muhasebe müdürü telefonda idi. Ve sordu
-"xxxxx Bey bilgisayarla çalışırken masam bitti"
!! -"Nasıl yani, masa biter mi yahu" -"vallaha
bitti çalışamıyorum" -"peki biz gelip
bakacağız"
Haliyle anlam veremedik şikayete. Olay mahalline
vardığımızda manzara su idi: pek maharetli mudur
beyimiz mouseyi sağa sürüklerken masanın sonuna
gelmiş ve orda kalmış biraz daha gitse mouse
düşecek diye korkuyor ve öooyle duruyor Mousecuk
masanın ucunda.

Anlataçağım anıya inanmayabilirsiniz. Acayip
bişiy çünkü. Adını veremiycem bir arkadaşım (biz
Tolga diyelim) Çarkıfelek'te yarışçam diye
kafayı kırmıştı. Eleman arıyo ama aylarca
düşüremiyo numarayı. Neyse bir gün telefon lak
diye düşüyo.
Yarışmadan siz kapatın biz sizi program
sırasında arıycaz diyolar. Ama lütfen hattınızı
meşgul etmeyin diyolar bir de. Bizimki (tolga)
telefonun başına geçiyo sevinçle beklemeye
başlıyo. Bi yandan da tv'de yarışmayı izliyo. Ha
aradı ha arıycaklar bi vaziyet. Tam o sırada
Tolga'nın dedesi kalp kirizi geçirmesin mi?
Annesiyle babası hemen telefona koşuyorlar
ambulansı aramak için. Tolga deliriyor. Hayatta
aratmam, programdan arıycaklar diyo. Yavrum ama
deden gidecek diyorlar bir şey olmaz dedeme
abartmayın diyo Tolga. Anneyle baba üzerine
gelince mutfaktan bıçağı kapıyo.
Bir elde telefon bir elde bıçak yaklaşırsanız
kendimi bıçaklarım diyo. Sonu acı aslında; dede
vefat ediyo. Hastaneye yetiştirilirken son
nefesini veriyo. Daha fenası (Tolga için en
azından) yarışmadan da aramıyorlar.

Saat geç olmuş. Artık okuldan kalkmışız,
dolmuşla gelios. Dolmuş bi pazar mevki-inden
geçerken bi amcaya çarpma tehlikesi atlattı.
Dolmuşçu da kafasını pencereden çıkarıp, "Amca
lütfen kaldırımdan gider misin?" diye rica etti
ama bizim amca, "Asıl sensin pezevenk. Ben seni
kaldırıp ..kerim!" dedi ve tabii biz yerlere
yattık. Dolmuşçu tornavidasını alıp, dolmuştan
inip adamın peşinden koşmaya başladı. Devamını
bilmiyorum çünkü biz gülmekten yerlere
düşmüştük...
ROKETAdlı Kullanıcının İmzası
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://roket.forum.st
ROKET
Admin
Admin

1 2
ROKET
3 4


Cinsiyet : Erkek
Burç :

Yaş : 28
Kayıt tarihi : 14/09/08
Mesaj Sayısı : 315
Nerden : valla forumdayım şuan
İş/Hobiler : futbol,bilgisayar,kaplumbağa
Lakap : Kaptan

Komik Anılar Vide
MesajKonu: Geri: Komik Anılar Komik Anılar Icon_minitimeÇarş. Ekim 01, 2008 10:09 am


Benim anım değil, Ülkü Tamer'in anısı. Radikalde
okudum, süper komik. Tiyatroları varmış, turnede
Malatya'ya gidiyorlar, Oyun sahneleniyor. İlk
gece şehrin büyükbaşları hep ön safta. Ülkü
Tamer oyunda kızın babasını oynuyor, kızını
istiyolar vermiyor. Çocuk aşk acısından ölüyor
vs. Halk acayip etkileniyor oyundan ağlayanlar
falan. Oyun bitiyor iki polis geliyor kulise,
komserim sizi istiyor diye. Ülkü Tamer de çok
etkilendi tebrik edeçek heralde diye kalkıp
gidiyor. Karakola bir giriyor, ortalık buz gibi.
Komiser bizimkini görünce sinirle ayağa kalkıyor
-"Lan sen ne şerefsiz adamsın be arkadaş.
Vermedin kızı, bak ne oldu gül gibi oğlan öldü
gitti." Ülkü Tamer "ama efendim, gak guk" diye
açıklayacak oluyor. Komiser "Sus diyor yarın
akşam da gelip izleyecem eğer yine kızını
vermezsen hepinizi karakola alıp falakaya
yatırcam lan"
diyor. Ertesi gün Ülkü Tamerler oyunun sonunu
değiştirip oynuyolar. Kızını veriyo oğlana, oyun
bombok oluyor ama komiser en ön safta mutluluk
gözyaşları döküyomuş.

Ataköy'de bir arkadaşımda sabahlamıştım. Sabah
otobüse bincem ama mekanı bilmediğim için durağı
sorcak birilerini arıyorum. Kimseler geçmiyo,
neyse sonunda bir polis otosu gördüm. Tarif
ettiler durağı. "Şu bakkalı geç ilerle, ağacın
ordan sağa kır ordan sola..." Teşekkür edip
yürümeye başladım. Biraz yürümemiştim ki arkadan
bir megafon "oğlum ağacın ordan sola kırsana lan,
bak bak bak dinniyomu hiç, hüşş alooo" Durağı
bulana kadar ekip otosu arkamdan bağırıp durdu.

Bir gün düşünceli düşünceli yolda yürürken,
birisine küüüüüüüt diye çarptım. Bu kadarı da
yetmiyomuş gibi ona dönerek "afedersiniz" dedim.
meğer çarptığım şey direkmiş. üstelik sabahtan
beri beni takip eden kişiler de "ne salakmış"
diyerek peşimi bıraktılar. arkadaşlarıma
anlattım, direkten özür dileyerek benimle dalga
geçmeye başladılar. Ne kadar rezil, siz düşünün
artık.

Bir kış günüydü. Evimizin önüdeki kaldırım buz
tutmuştu. Sokağın başından eve giderken düşerek
yokuş aşağı kaymaya başladım. O sırada balkonda
olan oğlum aynen şöyle dedi;- baba eve uğramadan
nere gidiyon!!!

Bizim Erzurum'da Teyyo Dede var. Çok büyük
yalancıdır ama çok komiktir yalanları. Neyse bir
gün kahvedeler. Teyyo Dede bir av anısı anlatıyo
ama millet tv'deki maça dalmış. Teyyo dede
bakıyo ki kimse dinlemiyo biraz dikkatleri
toplayayım diye başlıyor anlatmaya."Sonra baktim
karşıma bir ayi çıkti" Üç beş kişi maçı bırakıp
dönüyo Teyyo Dede'ye. Teyyo Dede biraz daha ilgi
çekmek için bi daha sallıyo "sağıma döndüm, ola
o da ne bi dene kurt" Bi beş on kişi daha dönüyo
Teyyo Dede'ye. Bi daha sallıyo "Ola oğlum sola
döndüm , bi dene çakkal" Hemen hemen herkes
dönüyo Teyyo Dede'ye: ama yine de bir iki kişi
maça bakıyo hala. Teyyo Dede son bir kez daha
sallıyo "arkama döndüm, ola o da ne arkam
uçurum" Herkes merak ediyo. "Ee sonra ne oldu
Teyyo Dede?" Teyyo Dede o kadar yalan uydurdu ya
şimdi nasıl çıkcak işin içinden diye merak
ediyolar bizimkiler. Teyyo dede duruyo duruyo.
"Ne olacak, ayı beni yedi" Hahahaha! Millet
gülüyo tabi, sonra biri "İyi de Teyyo Dede bu
ayı seni nasıl yemiş yav, sen yaşıyon işte" diyo.
Teyyo da herife şöyle bakıyo "Bırak Allahın
sevirsen, sen buna yaşamak mı diirsen?" diyo.


Sultanbeyli'ye Tiyatro gelmiş. İslamcı oyun
oynuyorlar elemanlar. Neyse oyunun bir yerinde
rol icabı İsrail askeri kılığına girmiş
elemanlar filistin genci rolündeki gencin kolunu
kırıyorlar. Oyunun başından beri gaza gelen hacı
amcalardan biri tam o sahnede daha fazla
dayanamayıp "Tekbiiiir Allahü ekbeeer " diye
bağırarak fırlıyor ve ayakkabısını
çıkarıp İsrail askerlerinden birine fırlatıyor.
Asker rolündeki herifin suratı kan içinde
kalıyor.
Oyun iptal ediliyor ama işin komiği ayakkabıyı
fırlatan hacı amcaya anlatamıyorlar bunun bir
oyun olduğunu. O hala "münafıklar bırakmadınız
diğerlerini de devireyim" falan diyormuş.

Minibüsteyiz, kızın biri bindi minibüse. Kibar
olmaya çalışan abuk bir kız bu. Neyse kapıyı
kapatmaya çalışıyor açıp kapatıyor açıp
kapatıyor
ama kapı otomatik olduğu için kapanmıyor. En son
dayanamadı bu, "şöfer bey, ay bu kapı kapanmıyo".
Dikiz aynasından pis pis kızı gözetleyen şoför
döndü. "yeter bacı iki saattir ...ktin bıraktın
kapıyı zaten"

Bi kaç hafta önce tahlil vermek için
laboratuardaydım. Neyse hemşire önce kan aldı ve
idrar tahlili için şu beyaz kaplardan verdi
neyse uzatmayayım bide çizgi çekti buraya kadar
manasında, dibinde bi yerde yani benden önceki
adamın
çıkmasını bekledim adam bi çıktı idrarı
dolduracağı kabı ağzına kadar doldurmuştu ve
idrar yerlere ellerine falan döküldü. Hemşire bu
kadarına gerek olmadığını söyleyince adamın
verdiği cevapta koptum zaten: -başka kap
vermediğiniz için hepsini buna doldurmak zorunda
kaldım.

Yeni bir eve taşınmıştık ev daha yeniydi. 5.
katta oturuyorduk, asansörlü bir apartmandı.
Annem bankadan eve geliyordu bende balkondan
gördüm onu ve kapının merceğinden seyretmeye
başladım. Annem kapıya gelip ters ters bakmaya
başladı. Ve gidip geliyordu koridorda. Ben de
kapıyı açmadım hala seyrediyordum. Zile
basmasını bekledim basmadı. Bir kaç kere gitti
geldi koridorda en sonunda dayanamayıp aşağı
doğru inmeye başladı. O sıra kapıyı açtım anne
nereye gidiyorsun dedim. Annem de çok sevinerek
den aa orası bizim ev mi dedi. Bende annemin
saflığını bildiğimden dolayı gülmedim normal
karşıladım. Sonra bana demesin mi ben orayı
Naime Kartların evi sanmıştım.orda gülmekten
yarıldım tabi. Kapının üstünde Name Card (yani
isim kardı ) yazıyordu annem onu Namie Kart
anlamış :))) E annem ne de olsa :) yapar böle
şeyler.

Ben ve arkadaşım bir gün bir durakta otobüs
bekliyoruz. Bundan yaklaşık 5-6 sene evvel.
Takım elbiseli, havalı bakışlar atan bir şehir
magandası da yanımızda beklemeye başladı. Bir
müddet sonra belinin yan tarafında değil de ön
tarafında kemerinde asılı duran, iğrenç renkte
kılıflı devasa bir cep telefonunu göstere
göstere çıkarttı ve başladı oynamaya. Bu arada
da bizi süzüyor hava atacak ya. Birden -şu bizim
Almanya'daki Selma'yı bir arayayım, diye bir
cümle sarf etti bize kibirli bakışlar atarken.
Sonra başladı konuşmaya. Biz de düşünüyoruz: Vay
be maganda hakikaten Almanya'yla falan
konuşuyor be. O zamanlar bizde telefon da yok.
Hayıflanıyoruz. Bizimki konuşmayı şova
dönüştürüyor. Tam direktifler verdiği sırada
pat, konuştuğuna inandığımız telefon
kulağındayken zangır zangır çalmaya başladı.
Bizimki eşekten düşmüş karpuza döndü bir anda.
Ne yapacağını şaşırdı ve ne dese umarsınız: -Yaa
bu telefon bozuldu galiba..

iki arkadaş Kadıköy'deyiz ve acilen telefon
açmamız gerekiyor. Her yerde kontürlü telefon
aradık. En sonunda bulduk tabi.. Neyse kartı
makineye yolladık. Makinenin ekranında çok doğal
bir yazı belirdi. ACİL ARAMA İÇİN. bunu gören
arkadaş durumun verdiği psikoloji ile tuhaf
şeyler sayıklamaya başladı.-oğlum tuşlara hızlı
hızlı bas!'acil
aramadığımızı nerden bilecekler!!!! kahkahalarla
altıma sıçtım tabi.

Postanedeyiz, taahhütlü mektup atıcaz. Adamın
birisi memura Amerika'ya göndermek üzere bir zarf
uzattı. Memurda gayet saf bir bakışla USA
nerenin kazası diye sordu. Herkeste bir
kahkaha. Diğer memur arkadaşının durumu kurtarmak
için hemen ekledi. Kız orası Amerika yaw.

Bir gün belediye otobüsündeyim. Durakta teyzenin
biri bindi. Şoföre;"evladım acelem var ama
biletim yok" dedi. Şoför ; "bin teyzecim,
sonraki duraktan alırsın, ama önce bir de
yolculara sor" dedi. Bunun üstüne teyze yolculara
dönüp; "Pardon, bir sonraki duraktan bilet
alabilir miyim?" diye sordu.
ROKETAdlı Kullanıcının İmzası
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://roket.forum.st
showstar
Bayan Mod
Bayan Mod

1 2
showstar
3 4


Cinsiyet : Kadın
Burç :

Yaş : 27
Kayıt tarihi : 14/09/08
Mesaj Sayısı : 21
Nerden :
İş/Hobiler : Dans - Müzik
Lakap : showstar

Komik Anılar Vide
MesajKonu: Geri: Komik Anılar Komik Anılar Icon_minitimeSalı Ekim 28, 2008 6:51 pm

Ya bunlar çok komiiiik hihaho
showstarAdlı Kullanıcının İmzası
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
a.ebrar
Mod
Mod

1 2
a.ebrar
3 4


Cinsiyet : Erkek
Burç :

Yaş : 24
Kayıt tarihi : 21/10/08
Mesaj Sayısı : 107
Nerden :
İş/Hobiler :
Lakap :

Komik Anılar Vide
MesajKonu: Geri: Komik Anılar Komik Anılar Icon_minitimeÇarş. Ekim 29, 2008 11:01 am

birkaç tane okudum ama çok komiklerdi sırıt
a.ebrarAdlı Kullanıcının İmzası
Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Komik Anılar

Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var: Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Roket forum :: Eğlence :: Komik Yazılar -

Zirve1 en iyi Türk Siteleri
Zirve1 en iyi Türk Siteleri
forum kurmak | ©phpBB | Bedava yardımlaşma forumu | Suistimalı göstermek | Son tartışmalar